Yazınsal Bir Metin

Dolaylı ve örtük bir dilin kullanıldığı, ilk okunuşta çözümlenemeyen özel bir anlam zenginliğine sahip metinlere yazınsal metinler denir.

Yazınsal metinler ile öğretici metinleri ayırmada kullanılan temel ölçüt, dilin nasıl kullanıldığıdır. Yazınsal metinlerde yazar, duygu ve düşüncelerini okuyucuya aktarırken dili özgür kılar. Bu nedenle bu tür metinlerde kullanılan sözcükler akla ilk gelen, temel, anlamlarıyla kullanılmaz.

Yazınsal metinlerde kullanılan sözcüklerin duygu değerleri vardır. Okunduğunda zihinde canlanarak, çağrışımlar uyandırır. Böylece her okur metinden farklı anlamlar çıkararak metni çoğul kılar.

Yazınsal metinlerdeki sözcüklerin yeri ve işlevi de önemlidir. Sözcükler, düşüncenin tam üstüne oturan giysi olmalıdır. “Sözcüklerin anlamları kullanıldıkları yere, cümlelerin anlamları da onları oluşturan sözcükleri bütünüyle anlamlandırıp cümleyi bütünlüğü içinde düşünmeye bağlıdır” (Özdemir,2018, s.95).

Yahya Kemal Beyatlı bir kelime yüzünden Rindler’in ölümü şiirini 25 sene bekletmiştir. Çünkü şiirde kullandığı “karanlık” kelimesi tamlamaya uymadığından bu kelimenin yerine “serin” kelimesini bulması 25 sene sürmüştür.

Yazınsal bir metin gerçek dünyadan bağımsız değildir. Victor Hugo Paris’teki Greve Meydanı’nda gerçekleşen bir idama tanıklık ettikten sonra “Bir İdam Mahkumunun Son Günü” adlı eseri kaleme almıştır. Nikolay Vasilyeviç Gogol Rusya’nın toplumsal ve siyasi meselelerini dile getirmek için “Ölü Canlar” isimli romanını yazmıştır. Yaşar Kemal’in İnce Memed romanı da gerçek yaşamdan uyarlanmıştır.

Yazınsal metinlerin yorumlanması zamana ve mekana bağlı değişiklikler gösterir. Bu durum, metinden dün çıkartılan anlam ile yarın çıkartılacak olan anlam arasında farklar oluşturur.

Yazınsal metin yazarın kişiliğinden hayatından daha fazla anlamı ifade eder. Çünkü metin sadece yazar tarafından değil okuyucu tarafından da üretilir. Metin ile okuyucu arasında gerçekleşen etkileşim metnin anlattıklarıyla okurun ortak noktada buluşması sonucunda meydana gelir.

Tohum ve ağaç arasında oluşan bağ gibi yazar ve metin arasında da bir bağ oluşur. Okuyucu ise tıpkı bir bahçıvan gibidir. Metnin ona sunduğu anlam değerlerini alır ve kendi alımlama koşullarına göre anlamlandırır.

Bir eser yayınlanmadığı zaman yazarın tutsağıdır. Sadece o yazarın düşüncelerinde var olur, o yazar tarafından anlamlandırılır. Okuyucuyla buluştuğundaysa özgürlüğüne kavuşur. Farklı zihinlerde farklı anlamlar kazanır.

Bu yazı Liberter yazarı Hava Güngör‘den alınarak yayınlanmıştır.